Posts

Eskimeyen Hikayeler: Mitolojiden Modern Eserlere

Image
                                                                             Bu resim copilotla yapılmıştır           Katıldığım bir eğitimde, eğitmen “siz aklınıza gelen soruları sormaktan çekinmeyin, ne kadar delice veya zor görünse de sorun; cevap size gelecektir" demişti. Bunu çok somut bir gerçek olarak algılayan zihnim, bilinçaltına ve etrafımızı algılama biçimlerimize yorduğu için o günden beridir birçok soru sordum. Çoğunun cevabını aldığımı fark bile etmedim belki bazen de çok sonradan jeton düştü. Bu sorulardan birini aşağıda linkini verdiğim Prokrustes’in Yatağı adlı hikayede sormuştum. “Neden günümüzde de eskimeyen, bugün bile bizi etkileyen mitolojik öyküler gibi hikayeler çıkmıyor artık? Gün be gün değişen dünyamızda, belki de geçmişten ders almak ve onun zaman testinden geçmiş hikayelerinden ilham almak önemlidir.” Joseph Campbell’ın Saf Mutluluk adlı konferans konuşmalarının toparlandığı kitabını okurken not aldığım bir cümle bugün Prokrustes’in Yatağı yazısının İn

Prokrustes’in Yatağında: Uyumsuzluğun Zalim Bedeli

Image
  Resim Vikipediden alınmıştır.(Caricature from 19th century German satirical magazine “Berliner Wespen”) Mitolojik hikayeler çağlar öncesinden gelseler de asla güncelliklerini yitirmiyorlar, değil mi? Antik atalarımızın gözlem yetenekleri ve çevrelerini, insanları, doğayı anlama kabiliyetleri bugün bile etkileyici. Peki, neden böyle diye düşünüyorum. Belki de teknoloji ve/veya kibrimizle yarattığımız bir ayrışma sorunu bu. Daha çok bildiğimizi sanmak, bizden çok önceki bilgeliği reddetmekle sonuçlanabilir mi? Neden günümüzde de eskimeyen, bugün bile bizi etkileyen mitolojik öyküler gibi hikayeler çıkmıyor artık? Gün be gün değişen dünyamızda, belki de geçmişten ders almak ve onun zaman testinden geçmiş hikayelerinden ilham almak önemlidir. Bu sebeple bugün sizlere Yunan mitolojisinden ürkütücü bir hikayeden, Prokrustes’in efsanesinden bahsedeceğim. Bu hikaye bize, “uyum” adı altında dayatılan standartların ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor. Prokrustes, Atina ve Eleusis arası

Pisagor ve 5. Çekiç: Uyumsuzluğun Gücü

Image
Matematiğin babası olarak anılan Pisagor, müzikle olan ilgisiyle de dikkat çekiyordu. Özellikle, 5 çekiçle yaptığı çalışmalar, birçok müzik aletinin temelini oluşturmuş olmalıydı. Pisagor’un 5. Çekiç Anektodu şöyle başlar:  Bir gün, düşüncelere dalmış bir şekilde demircinin yanından geçerken içeride çekiç seslerinin uyumu dikkatini çeker. Demirciler, demiri şekillendirirken çekiçleriyle vurduklarında çıkan seslerin adeta bir müzik aletinden geliyormuşçasına melodik ve uyumlu bir ahengi vardır. Bu durum Pisagor’u etkiler ve çekiçleri incelemek için içeri girer. Üzerinde çalışmak için çekiçleri ödünç alır. Çekiçlerin ağırlıklarını ölçer ve dört çekiç arasında eşit bir oran olduğunu hesaplar. Ancak 5. çekiç tamamen uyumsuzdur ve çalışmasının dışında bırakır. Ancak ilginç bir şekilde, daha sonraki çalışmalarda  5. çekicin uyumsuzluğunun aslında müziğin ihtiyaç duyduğu titreşimi sağladığı keşfedilir. Bu hikaye, kendi hikayeme de ışık tuttu. Seth Godin’in Pratik kitabından öğrendiğim bu anek