Prokrustes’in Yatağında: Uyumsuzluğun Zalim Bedeli

 

Resim Vikipediden alınmıştır.(Caricature from 19th century German satirical magazine “Berliner Wespen”)


Mitolojik hikayeler çağlar öncesinden gelseler de asla güncelliklerini yitirmiyorlar, değil mi? Antik atalarımızın gözlem yetenekleri ve çevrelerini, insanları, doğayı anlama kabiliyetleri bugün bile etkileyici. Peki, neden böyle diye düşünüyorum. Belki de teknoloji ve/veya kibrimizle yarattığımız bir ayrışma sorunu bu. Daha çok bildiğimizi sanmak, bizden çok önceki bilgeliği reddetmekle sonuçlanabilir mi? Neden günümüzde de eskimeyen, bugün bile bizi etkileyen mitolojik öyküler gibi hikayeler çıkmıyor artık? Gün be gün değişen dünyamızda, belki de geçmişten ders almak ve onun zaman testinden geçmiş hikayelerinden ilham almak önemlidir.

Bu sebeple bugün sizlere Yunan mitolojisinden ürkütücü bir hikayeden, Prokrustes’in efsanesinden bahsedeceğim. Bu hikaye bize, “uyum” adı altında dayatılan standartların ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.

Prokrustes, Atina ve Eleusis arasındaki tenha bir yolda yaşayan zalim bir haydut. Yolcuları soymakla kalmıyor, onları tuhaf bir işkenceye de tabi tutuyor. Elinde, tam olarak kendi boyuna göre yapılmış bir demir yatak var. Yolcuları bu yatağa yatırıyor ve eğer uzun boylularsa bacaklarını kesiyor, kısa boylularsa da gererek uzatıyor. Acımasız Prokrustes için tek bir standart var: Kendisi!

Prokrustes Kimdir?

Bazı efsanelere göre Prokrustes, deniz tanrısı Poseidon’un oğlu. Bu da ona doğaüstü bir güç ve vahşet katıyor olabilir. Efsanenin diğer versiyonlarında ise, basit bir haydut veya demirci olduğu da söyleniyor.

Neden Böyle Bir İşkencenin Peşinde?

Prokrustes’in öyküsünde neden bu kadar zalim bir işkence yaptığına dair motivasyonu net bir şekilde anlatılmıyor. Fakat muhtemel nedenler şunlar olabilir:

  • Mükemmellik Takıntısı: Prokrustes, mükemmel bir uyum ve düzene takıntılı olabilir. Kendisini ideal olarak gördüğü için, herkesi kendi boyuna uydurmaya çalışıyor olabilir.
  • Güç ve Kontrol Tutkusu: Prokrustes, insanlara acı çektirerek güç ve kontrol sahibi olduğunu hissediyor olabilir.
  • Korku ve Saygı Uyandırmak: Prokrustes, bu vahşi yöntemlerle yolcularda korku ve saygı uyandırmayı amaçlıyor olabilir.
  • Psikolojik Bozukluk: Prokrustes’in sadist bir kişilik bozukluğu veya psikolojik bir sorunu olabilir.

Tabii ki her zalim gibi Prokrustes’in zulmü de sonsuza kadar sürmez. Theseus adında bir kahraman, Prokrustes’in yolunu keser ve ona kendi işkencesini yaşatır.

Theseus’un Prokrustes’in Peşine Düşmesinin Ardındaki Motivasyon

Theseus, Prokrustes’in mükemmellik ve idealite takıntısının aksine,kendi öykülerinin ötekileştirilmiş ve dışlanmış kahramanıdır. Bu durumun en büyük sebebi, babası Atina Kralı Aegeus’un onu terk etmesidir. Babasız bir çocuk olarak büyüyen Theseus, diğer çocuklar tarafından farklı olarak görülmüş ve dışlanmıştır.

Theseus’un ötekileştirilmiş hissetmesinin bir diğer sebebi ise, Girit’e Minotor’u öldürmek için kurban olarak gönderilmesi olabilir. Kendi halkı tarafından bile istenmeyen bir karakter olarak anlatılmıştır.

Theseus’un yaşadığı bu zorluklar ve dışlanmışlık duygusu, onun ötekileştirilmeyi ve uyumsuz olmayı daha iyi anlamasına yardımcı olmuştur. Bu nedenle, Prokrustes’in farklılıkları yok etmeye çalışan zalim tavrına karşı özel bir öfke duymuş olması muhtemeldir.

Theseus Nasıl Galip Geldi?

Theseus, Prokrustes’i yenmek için zekasını ve gücünü kullandı. Prokrustes’in yatağına yatmayı kabul etti ve tam Prokrustes onu öldürmek üzereyken, Theseus onu alt etti ve kendi yatağına yatırdı.

Prokrustes’in efsanesi bize, farklılıklara tahammül etmenin ve ötekileştirmenin nelere yol açabileceğini gösteriyor. Prokrustes, kendinden farklı olan herkesi yok etmek istiyor. Onun için tek bir doğruluk var, tek bir kalıp var: Kendisi!

Prokrustes’in efsanesi bize, dayatılan standartlara karşı direnmenin ve farklılıkları savunmanın önemini hatırlatıyor. Hepimiz farklıyız ve bu güzelliğimizi oluşturuyor. Farklılıklarımızı yok etmeye çalışanlara karşı Theseus gibi cesur olmak gerek bana göre.

Tarafını Seç : Prokrutes misin Theseus mu?

Sosyal medyanın da etkisiyle belirli standartlar bize dayatılıyor. Farklı fiziksel ve ruhsal kalıplar, baskın fikirler sürekli olarak empoze ediliyor. Ancak hangileri bizim doğrularımız, hangileri gerçek inançlarımız, hangileri özümüzden geliyor ve hangilerini öğreniyoruz? Bu soruları ayırt edebilmek, kendimizi bulmak açısından son derece önemli. Theseus gibi.

Ya da belki öteki taraftasınız, bunu anlamak da önemli. Herkesi kendi yargılarıyla değerlendiren, kendi doğrularına göre sınayan, eğitmeye çalışan biri misiniz? “Influence” ederken, yankı odanızda hep destekleyen seslerle kendinizi kendi gözünüzde büyütürken olayların farklı yönlerini kaçırıyor da olabilirsiniz. Unutmayın ki, Prokrustes’in yatağı, uyumsuzluğun değil, dar kalıpların ve anlayışsızlığın simgesidir

Prokrustes’in zalimliği ve dayatmacı tutumuyla, insanları kendi standartlarına uydurmaya çalışması, insan doğasının karanlık yönlerini temsil ediyor. Theseus’un cesareti, adaleti sağlamak için gösterdiği kararlılık ve farklılıklara saygı gösterme tutumu, bence yol gösterici ve ilham verici.

Prokrustes’in dar kalıplarına boyun eğmek yerine, Theseus gibi cesur olup, kendi özümüzü bulmak ve farklılıkları kabul etmek bize daha büyük bir özgürlük ve kişisel gelişim getirebilir.

Dolayısıyla, taraf seçmek yerine, Theseus’un öğretilerini takip ederek, içimizdeki Prokrustesleri yenmek ve gerçek kimliğimizi bulmak için çaba göstermek daha anlamlı olabilir.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!,

#mitoloji #yunanmitolojisi #efsane #prokrustes #theseus #uyumsuzluk #farklılık #zalimlik #kahramanlık #adalet



Comments

Popular posts from this blog

Eskimeyen Hikayeler: Mitolojiden Modern Eserlere

Pisagor ve 5. Çekiç: Uyumsuzluğun Gücü